ssk hizmet dökümü

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Bernhard von Bülow

Prens Bernhard Heinrich Karl Martin von Bülow (d. 3 Mayıs 1849 - ö. 28 Ekim 1929), Alman İmparatorluğu şansölyesi ve 1900 - 1909 arasında Prusya başbakanı. I. Dünya Savaşı öncesinde İmparator II. Wilhelm ile birlikte Almanya'yı genişletme politikası izlemiştir. Babası Bismarck hükümetinde dışişlerinden sorumlu devlet bakanıydı. Bülow, İsviçre'nin Lozan kenti ile Berlin ve Leipzig'de hukuk öğrenimi gördü. 1874'te Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Çeşitli diplomatik görevler aldı ve 1893'te Roma büyükelçisi oldu. Gerçek anlamda iktidara yükselişi, Haziran 1897'de, II. Wilhelm'in kendisini dışişlerinden sorumlu devlet bakanı atamasıyla gerçekleşti. Kısa sürede şansölye Hohenlohe-Schillingsfürst'ten daha etkili bir duruma geldi ve üç yıl sonra onun yerini aldı. Bülow'dan beklenen, hem imparatorun düşüncesiz davranışlarıyla küçük düşmesini önlemesi, hem de çoğunluğun istediği gibi saldırgan bir dış politika izlemesiydi. Gerek bakan, gerekse şansölye olarak izlediği dış politikada Friedrich von Holstein'dan büyük ölçüde etkilendi. II. Wilhelm'in, Alman İmparatorluğuna dünya güçleri arasında önemli bir yer kazandırma politikasını gerçekleştirmek için Bismarck'ın benimsediği, olgulara dayanan gerçekçi politikayı (Realpolitik) uyguladı. Bakanlık döneminde, Çin'deki Chiao-chou (Kiaochow) Körfezini, Caroline Adalarını ve Samoa'yı (1897-1900) ele geçirerek, ülkesine Büyük Okyanusta toprak kazandırdı. Almanya'yı Ortadoğu'da önemli bir güç haline getirebilmek için Bağdat Demiryolu'nun yapımını etkin biçimde destekledi. 1908'de Avusturya-Macaristan'ın Bosna-Hersek'i ilhakını Avrupa'ya kabul ettirmesiyle, imparatorluğun kuşatılmasından korkan Almanlarca olumlu karşılandı. Bülow Almanya'ya karşı bir İngiliz-Fransız-Rus birliğinin kurulmasını engellemekte aynı başarıyı gösteremedi. 1898-1901'de Holstein'la birlikte Avusturya-Macaristan için İngiliz güvencesine dayanan bir ittifak kurma amacıyla görüşmeler yapmaya çalıştı. Ama denizlerdeki üstünlüğünü Almanya'ya kaptırmaktan çekinen İngiltere buna yanaşmadı. 1905'te Rusya'yla Björkö Antlaşması'nı yapması, Rusya'nın 1907'deki İngiliz-Fransız Antlaşması'na (Antant) katılmasını engelleyemedi. Almanya'nın Fas'ta İngiltere ve Fransa'yla karşı karşıya gelmesi de uluslararası gerginliği artırdı. Bülow, Prusya'nın ve imparatorluğun içişlerinde ise, Muhafazakârlardan, Merkezcilerden ve zaman zaman da Ulusal Liberallerden destek alıyordu. Sosyal Demokratlara baskı uygulanmasına, hatta devlet bakanı Artur Posadowsky aracılığıyla bazı temkinli toplumsal önlemler almasına karşın, onların gerçek bir siyasi güç kazanmamalarına da dikkat etti. Prusya'daki üç sınıflı oy hakkı yasalarının kaldırılması, Prusya ile imparatorluk arasındaki ikiliğin giderilmesi, imparatorluk maliyesinin düzeltilmesi ve dolaysız vergi konulması gibi birçok ivedi sorunu çözmekten kaçındı. Reichstag'la işbirliği yapma gereğini kavrayarak 1905'ten sonra liberal anayasa yanlılarına yöneldi. II. Wilhelm'in 1908'de, Londra'da çıkan The Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan düşüncesiz sözleri Bülow'un ertesi yıl görevinden alınmasına yol açtı. Bülow, gazetenin yayından önce kendisine gönderdiği makale provasını okumadığını kabul etti. Wilhelm ise Bülow'un makaleyi imparatoru küçük düşürmek amacıyla onayladığına inanmıştı. Ölümünden sonra yayımlanan anıları Denkwürdigkeiten (1930-1931; der. Franz von Stockhammern, 4 cilt, Anılar), Bülow'un kendisini, savaşın ve Almanya'nın çöküşünün sorumluluğundan kurtarma girişimidir. Gerçekte bu anılar, onun bir devlet adamı olarak kendi sınırlarını göremediğini ortaya koyar.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Masal

Masal, sözlü halk hikâyesi. Olağanüstü öğe, kahraman, olaylara yer verilen yaşanmamış öykülerdir.
Masallarda yer ve zamana bağlılık yoktur. Masal terimi öncelikle, KülkedisiAli Baba ve Kırk HaramilerKeloğlan gibi ulusal ve uluslararası sözlü geleneğin ürünleri olan halk öykülerini kapsar. Ama sözlü gelenekle ilişkisi olmayan edebî yönü ağır basan bazı eserler de bu türün içinde yer alır.
Masallar, genellikle "masal anaları" tarafından kendisini dinlemeye hazır topluluklara anlatılır. Daha sonra derlemeciler tarafından yazıyaaktarılır.

  • 1. Olağanüstü konular vardır.
  • 2. Kahramanlar gerçeküstü özelliklere sahip olabilir.
  • 3. Yer ve zaman belirsizdir.
  • 4. Her masaldan bir öğüt, bir ders çıkarılabilir.
  • 5. Masallar kalıplaşmış bir tekerleme ile başlar.
  • 6. Masallarda olağanüstü varlıklar (cin, peri, melek) bulunabilir.
  • 7. Masallar kalıplaşmış tekerlemelerle biter.
  • 8. Masallar hep mutlu sonla biter.
  • 9. Niteliği ne olursa olsun her şeyiyle hayal ürünüdürler.
  • 10. Olaya dayalı sanatsal kurmaca metinlerdir.
  • 11. Yazılı ve sözlü edebiyat ürünüdür.
  • 12. Masalın finalinde her zaman iyiler kazanır.
  • 13. Masallar iyiyi ve kötüyü anlatarak,çocukların olaylardan ders çıkarmalarını amaçlar.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

ROM

Sadece okunabilir bellek (İngilizceRead-only Memory, ROM). ROM, bilgisayarlarda ve diğer elektronik aletlerde kullanılan bir depolama birimidir. RAM gibi yazılıp silinebilen bir depolama birimi değildir. ROM içeriği sadece üretim anında yazılır. Kullanıcının kendi isteği doğrultusunda programlanamaz.
Yazılımı: Elektrikle değiştirilebilir ROM bu tür için, yazma hızı her zaman çok hızlı okuma ise daha yavaştır. ve olağanüstü yüksek voltaj, sinyalleri etkinleştirmek yazmak uygulamak için jumper fişlerinin hareketi ve / komut kodları kilidini özel kilit gerekebilir. Modern NAND Flash (ihtiyaç) bellek hücrelerinin büyük bloklar aynı anda yazılı izin vererek, 15 MB / s gibi yüksek hızlarda (veya 70 ns / bit) ile, herhangi bir yeniden yazılabilir ROM teknolojisi yazma hızı en yükseğe ulaştırır.
Okunma hızı: RAM ve ROM hızlarının kıyası zaman içinde çeşitlilik göstermesine rağmen,2007 itibariyle büyük RAM çipleri birçok ROM'dan daha hızlı okunmaktadır.Bu nedenle (ve standart erişime izin vermek için) ROM içeriği bazen RAM'e kopyalanır ya da ilk kullanımdan önce geçici olarak saklanır ve daha sonra RAM tarafından okunur.
Dayanıklılık ve Veri Saklama: Yeniden yazılabilir ROM ancak belli bir yazma sayısına kadar dayanıklıdır çünkü elektronların serbest transistör geçişi üzerindeki elektrik izolasyon katmanının içinden geçmesiyle yazma işi gerçekleşir.Her geçiş izolasyon katmanında belli bir hasara neden olur.İzolasyon katmanında kalıcı bir hasar olmadan önce ROM döngüsünü tamamlar.İlk çıkan EAROMlarda bu sınır 1.000(bin) yazma işlemiyle sınırlıyken modern Flash EEPROMlarda dayanıklılık 1.000.000(bir milyon)'a kadar ulaşmıştır.Yine de bu sınırsız sayıda yazma işlemi anlamına gelmemektedir.Bu dayanıklılık sınırı ve bit başına düşen yüksek değer gösteriyor ki yakın gelecekte flash tabanlı belleklerin manyetik disk sürücüleri tamamen yerinden etmesi pek mümkün değildir.
Tam olarak okunabilen ROM'un üzerindeki zaman aralığı yazma döngüsüyle sınırlı değildir. EPROM, EAROM, EEPROM, ve Flash'ın veri saklaması, hafıza hücre transistörlerinden sızan dalgalı geçişler tarafından sınırlandırılabilir. Bu sızıntı yüksek sıcaklık ya da radyasyon tarafından hızlandırılabilir. Gizlenmiş ROMlar ve fuse/antifuse PROMlar bundan etkilenmezler, onların veri saklaması fiziksel etkilerden ziyade dahili devrenin elektriksel kalıcılığına bağlıdır.
Tarihçesi: En basit yapılı transistörlü ROM, transistörün kendisi kadar eski bir tarihe sahiptir. Bileşimli mantıksal kapılar, m-bit veri çıktısının isteğe bağlı değerleri üzerine n-bit adres girdisi planı oluşturmak için elle birleştirilebilir. ROM, entegre devrelerin icadıyla Mask ROM'a haline gelmiştir.